18 Haziran 2010 Cuma

Paylaşım

Burada, Balmumcu’ da oturmuş saat on birdeki yayımcımla yapacağım görüşme için erken gelmiş, kitabımı bastırmayı istememin gerçek sebebini düşünürken karşıma anıt gibi dikilen bir kavram; paylaşım. Tam anlamıyla tarafımdan kavranmayı bekleyen bir duygu... Yazdığım kitabı bastırmayı her ne zaman düşünsem beni heyecanlandıran bir kavram.

Yayımcımla olan randevumda benim fikirlerimi, duygularımı yani beni öncelikle onlarla paylaşacağım. Eğer onlar bu paylaşımdan tatmin olurlarsa daha geniş bir çevre ile paylaşımımın ilk adımını atmış olacağım.

Neden insan paylaşmak ister. Hayatımızın her evresinde yaşantımızı birileriyle veya birisiyle paylaşma arzumuz vardır. Bu sebepten dolayı arkadaşlar ve baldan tatlı dostlar ediniriz. Yetinmeyip, eş seçer ve onunla hayatımızı şekillendiririz. Kendimize uygun olduğunu düşündüğümüz bir canlı formuyla kendimize benzeyen eksik yönlerimizi giderebileceğimiz yeni nesiller oluştururuz. Bu bizim için çok önemlidir. Çoğumuz bundan asla vazgeçemeyiz.

Pekâlâ, vazgeçemediğimiz bu paylaşımın asıl sebebi nedir? Nedir bu kadar bizi etkileyen, sahip olduklarımızı başkaları ile paylaşmaya iten, doğamızdaki bencilliği hiçe sayarak çoğu zaman? Neyimiz eksik ki, onu tamamlamaya çalışıyoruz? Evet, eksik olan nedir? Deli gibi arkadaşlar ediniyor, evleniyor ve çoluk çocuk yapıyoruz. Kendimizi sorumluluklar içine atıyoruz.

Gelişim. Her birimizin bir hayat görüşü vardır. Her birimizin bir paradigması vardır. Bu duygu ve fikirler bütünü bizim bilinç seviyemizi ve niteliğimizi belirliyor. İşte bu bilincimizi ve niteliğimizi geliştirmek için başkalarıyla mukayese etmeliyiz. Kıyasta fark vardır; çünkü görürüz eksiğimizi gediğimizi. Zaten farkı görüp fark edebilmemiz için yaratılmadık mı bu kesret (çokluk), farklar âleminde? İşte diğerleriyle paylaştığımızda, kendi benliğimiz onların benlikleriyle karışır. Kimi zaman şeklimiz kaybolur sonra tekrar şekiller alırız. Onlarla birlikte fikirlerimiz ve duygularımız değişir, gelişir. Büyürüz paylaştıkça, büyüdükçe çevremizde dostlarımızın nitelikleri de değişir. İçte başlayan bu değişim tüm halimize yansır ve sular seller gibi paylaşır oluruz tüm fikirlerimizi ve duygularımızı.

Başkalarıyla paylaşılanlar düzgün bir biçimde seçilmesi gerektiği, bundaki ustalığımız yani bu paylaşımdaki ustalığımızın, bizim acı çekme miktarımızı belirlediği söylenebilir. Kimi zaman yanlış kişilerle paylaştığımızı sanırız. Hâlbuki “yanlış kişi” olmadığını daha sonra anlarız. Onlar bizim açıklarımızın kapanmasını sağlayan, tuğlalar arasındaki harçlar gibidir. Eğer olmasalar tuğlalar birbirine sıkı sıkıya bağlanmazlar.

İşte kendimi geliştirmek ve değiştirmek için yazmaya başladım ben de. Temelinde yatan paylaşım duygusu beni yazmaya itti, daha geniş bir paylaşım, daha büyük bir gelişim için. Ne de olsa, ne kadar muhteşem varlıklar olduğumuzu özümsemek, hatırlamak için burada değil miyiz? O halde neden paylaşarak deneyimlerimizi arttırmıyoruz?

Haydin paylaşıma! Az da olsa paylaşmaya… İstesek de istemesek de zaten birçok ihtiyacımızı, hem de temel olanları paylaşmıyor muyuz? Şu an soluduğum nefesime kimlerin nefesleri karışmıştır, kim bilir? Kanımızdaki demir daha önce evreni ışıl ışıl aydınlatan bir yıldızın hazinesi değil miydi?
KZ

7 yorum:

  1. Evet güzel bir paylaşım olmuş:)gerçekten insanlar değişim içinmi paylaşır yoksa gevezelik içinmi?

    YanıtlaSil
  2. Paylaşımla ilgili düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkürler.Paylaşım bu dünya hayatında aldığım alabileceğim en büyük zevk belkide..Hatta Tanrının bile Sahip olduğu güzellikleri bizimle paylaşmak istediğinden yarattığını düşünüyorum..

    YanıtlaSil
  3. Yaşamın her alanından seçtiğim çalışmaları, yazarlarının izniyle “Bloglardan Seçmeler” adlı sitemde yayınlıyorum.
    Sizin de izniniz olursa seçtiğim bir çalışmanızı, kaynak göstererek yayınlamak istiyorum.
    İyi günler dileğiyle.
    Sabahattin Gencal

    YanıtlaSil
  4. Nazik teklifinizi büyük bir memnuniyetle kabul ediyorum. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  5. Neden paylaşmak isteriz?
    Sizinde yazınızda ifade etmiş olduğunuz gibi insanların doğasında var "paylaşım",çoğu zaman belkide bencilce ama paylaşımsız bir yaşam olamaz.herşeyi paylaşmadığımızı düşünürüz ama günün birinde kendimize en yakın gördüğümüz kişilerle ,örneğin eşlerimizle herşeyi paylaşmak isteriz yaşama dair.
    paylaşım sadece maneviyattan öte değil ayrıca,maddesel varlıklara dairde paylaşılarımız var yaşamımızda;herşeyin ihtiyaçtan doğduğunu düşünürsek ,üreticinin tüketiciye verdiği sonsuz madde döngüsü gibi...
    maneviyattada durum çok farklı değil bana kalırsa ,ihtiyaçlar doğuruyor paylaşma duygusunu,hep bir karşılık bekler insanoğlu,sevgi duyduğumuz kişiden sevgi bekleriz,yapılan iyilikler karşılığı için Allah'ın rızasını almak gibi..bu uzar gider....
    yani payaşıların temeli insanın bilinçli yada bilinçsizce olsun bir karşılık görme isteği,rahatlama vs vs...den ileri geliyor.

    hülya ö.

    YanıtlaSil
  6. Yorumlarınız için herkese teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  7. İzniniz üzerine bir çalışmanız "Bloglardan Seçmeler"de yayınlandı. İyi günler dileğiyle.

    YanıtlaSil