12 Ağustos 2025 Salı

Laf Anlatma!

Başkalarına laf anlatmakla meşgul olanların çoğu kendilerine laf atlatmaktan yorulup kaçanlardan oluşur. Çünkü insanın kendine kendini ispat etmesi pek kolay olmaz. Başkalarına kendini ispat etmek daha kolaydır. 


1. Kendine Kendini İspatın Zorluğu

İnsanın kendi nefsine karşı delil getirmesi, en ağır mahkeme huzurunda savunma yapmaktan daha müşküldür. Zira nefs, hem hâkim hem sanık hem de seyircidir. İmam Gazâlî Hazretleri’nin ifadesiyle, nefis insanın en yakın düşmanıdır; onun karşısında kendini haklı çıkarmak, vicdanın kılı kırk yaran terazisinden geçmeyi gerektirir. Bu terazi, başkalarınınkine benzemez; ne rüşvet kabul eder ne de göz boyamaya kanar.


2. Dışa Kaçışın Kolaylığı

Başkalarına kendini ispat etmek, nefse karşı olan bu ağır mücadelenin yükünden kaçmanın kolay bir yoludur. Zira dışarıda insanlar, sözün inceliğine, görünüşün düzgünlüğüne, hâlin albenisine aldanabilir. Ama kendi iç âleminde insan, kendi yalanına bile şahitlik eder. Bu sebeple çoğu kimse, içte hesaplaşmak yerine dışta onay toplamayı tercih eder.


3. Hikmet ve Cesaretin Ortak Noktası

Kendine kendini ispat etmek, sadece hikmetin değil aynı zamanda cesaretin de kapısıdır. Çünkü bu, kendi ayıplarını görmeyi, yanlışlarını kabul etmeyi ve onları düzeltmeyi gerektirir. Kur’ân’da:


وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ

“Kendisini kınayan nefse yemin ederim.” (Kıyâme, 75/2)

buyrularak, bu iç sorgulamanın ne denli kıymetli olduğu vurgulanır.


Kısaca, başkalarına laf anlatmak bir hitabet talimidir; kendine laf anlatmak ise bir fetih ve terbiye seferidir. Ve ne acıdır ki çoğu kimse, kendi iç kalesini fethetmeden dışarıda zafer naraları atar.

KZ

1 Ağustos 2025 Cuma

Mesken!

Hayvana mesken olur cisim,
İnsana mesken olur isim. 


“Hayvan için asıl olan cismanî varlığıdır; insan içinse asıl olan, ismiyle kastedilen mânevî kimliğidir.”

Hayvana Mesken Olur Cisim


Hayvan, nefs-i emmâre mertebesinde yaşayan bir varlıktır. Onun hakikati bedeninde, azalarında, yeme-içme ve şehvetinde tebellür eder. Yani hayvanın varoluşu cismanîdir, maddîdir. Beden onun evidir. Onun varlığının sınırlarını çizen, içgüdüsü ve fiziki arzularıdır. Cismi varsa vardır, yoksa yoktur.


İnsana Mesken Olur İsim


İnsan ise… İsm-i azamdan nasip almış, esmâ-i hüsnâdan nasiplenmiş bir cevherdir. Onun hakikati, ismiyle müsemma oluşudur. İsminde taşıdığı mana, onun mahiyetini tayin eder. Mesela birine “Munsif” denmişse, adalet onun varlık tarzı olmalıdır. “Rahim” denmişse, merhamet onun ruhuna işlenmiştir.


Bu cihetle insanın cismi, onun taşıyıcısıdır. Hakiki meskeni; onun ismi, yani şahsiyeti, kimliği, mânâsı ve ruhudur.


Tasavvufta “isim” bir hakikat delilidir. Esmâ-i ilâhiyyenin tecellîgâhı olan insan, Allah’ın sıfatlarından nasip alarak “ismiyle kaim” olur. Cismini arıtır, nefsini temizlerse, ismi onda parlar. İşte o zaman âdemzâde “beşer” olmaktan çıkıp “insân-ı kâmil” makamına yürür.