Kur'an Cehverleri

“Gerçek şu ki; iman edip rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (Şeytanın) hiç bir zorlayıcı gücü yoktur." Nahl 99


"Göğe gelince onu biz büyük bir kuvvetle kurduk. Şüphesiz ki biz genişleticiyiz."  Zariyat–47


"O yörüngeler sahibi olan göğe yemin olsun ki (Yolları bulunan göğe yemin olsun ki)" Zariyat–7


"Yer küreyi de biz döşedik ne güzel döşeyicileriz." Zariyat–48


"Umulur ki düşünürsünüz (ayette tefekkerun yazmıyor onun yerine tezekkerun yazıyor bu da hatırlarsınız demektir.)diye biz her şeyi çift yarattık." Zariyat–49


"Güneşte kendi için tespit edilmiş bir durma noktasına doğru yörüngesinde (müstekarra) akar. Âlim ve Aziz’in takdiridir (Bu her şeyi en ince ayrıntısına kadar, eşyadan alınmayan bir bilgiyle bilen essiz, kendisine çok şiddetli ihtiyaç duyulan, zor erişilenin takdiridir.)" Yasin–38


"Ne güneşin aya yetişmesi uygundur. Ne de gece gündüzün önüne geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler." Yasin–40
ُ
"Gökleri, yeri ve aralarında bulunanları altı evrede yaratan ve sonra arşı hakimiyeti altına alan Allah’tır. Allah’tan başka ne bir dostunuz ne de bir şefaatçiniz vardır. Hiç düşünmez misiniz?" Secde–4
"Gökten yeryüzüne inen emirleriyle, bütün işleri idare edip yürüten odur. Sonra o işlerin neticesi: sizin saydığınız yılınızla bin (1000) yıl eden bir günde ona yükselip arz edilir." Secde–5
"İşte o görülmeyeni de görüleni de bilendir. Aziz’dir, Rahim’dir." Secde–6
"De ki: "Siz, yerküreyi iki günde yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O." Fussilet–9


"Battığı zaman yıldıza andolsun ki
Arkadaşınız ne dalalete düştü ne de azıttı."


"(Muhammed’in) göz ne kaydı ne de sınırı aştı."


"Güneşte ayda mutlak bir hesaba göre hareket ederler" Rahman–5


"Göğü o yükseltti ölçüyü o koydu." Rahman–7


"Yer küreye gelince oraya canlı varlıklar(enam) koydu." Rahman–10


"Ey cinler ve insanlar topluluğu! Evrenin çevresinden(kenar köşe bucaklarından) çıkabilirseniz çıkın. Siz ancak büyük bir kuvvetle  (bilgi ve güçle)çıkabilirsiniz." Rahman–33


"Yıldızların mevkine yemin ederim ki" Vakıa–75
"Eğer bilseniz bu büyük bir yemindir." Vakıa–76


"Dönen göğe and olsun" Tarık-11
"İçinde hadiseler tekrarlanan göğe" Tarık–11


"Kâfirler, gökler ve yer birbirleriyle bitişikken onları ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı bilmezler mi? hala iman etmiyorlar mı?" Enbiya–30


"Sonra gaz halinde (veya duman halinde) bulunan göğe yöneldi. Ona ve yeryüzüne, ister istemez gelin, buyurdu. İkisi de «İsteyerek, boyun eğerek geldik» dediler." Fussilet–11


"Ve sonra onları iki gün (iki devir)de yedi gök şeklinde yerine getirip oluşturdu. Ve her göğe işini vahyetti (yaratıldığı gayeyi, bağlı bulunduğu kanunu bildirdi). Dünya'yı (veya en yakın semayı) kandillerle süsledik ve onu (düzensizlikten) koruduk. Bu, O çok güçlü, çok üstün, her şeyi bilenin takdiridir." Fussilet–12


"Cinlere gelince biz onları insanın gözeneklerinden geçen kavurucu, zehirli bir ateşten yarattık." Hicr–27


"Gök yarılıp gül gibi kızardığı, yağ gibi eridiği zaman" Rahman–37


“Sur bir defa üfürüldüğü zaman, Hakka–13
Yer ve dağlar yerlerinden kaldırılıp tek bir çarpışla darmadağın edildiği zaman, Hakka–14
Evet, işte o gün mutlaka gerçekleşecek olan kıyamet (ayağa kalmış, toparlanış, her şey alt üst olduğu) kopacaktır. Hakka–15
Gök yarılacaktır. O gün gök zayıf bir hale gelecektir. Hakka–16
Melekler göğün etrafındadırlar. O gün rabbinin arşını o meleklerin de üstünde sekiz melek yüklenir. Hakka–17
O gün hesap vermek için huzura çağrılırsınız. Hiçbir şeyiniz gizli kalmaz. Hakka–18
O gün amel defteri sağından verilen, etrafındakilere şöyle der:” işte kitabım, alın okuyun! Ben dünyadayken hesaba çekileceğimi çok iyi biliyordum.” Hakka 19–20


“Melekler ve Cebrail, Allah’ın emrinin indiği yere elli bin(50.000) dünya senesinin bir günde çıkarlar. Meariç–4
Ey Muhammet sen güzelce sabret Meariç–5
Kâfirler kıyamet gününü uzak görüyorlar. Meariç–6
Biz ise onu çok yakın görüyoruz. Meariç–7
O gün gök erimiş maden gibi olacak Meariç–8
Dağlarda atılmış renkli yün gibi olacak Meariç–9
O gün dost dostunun halini soramaz” Meariç–10


”Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle.” Duhan–10


”İnsanları kuşatıp sarar. İnletici bir azaptır bu.” Duhan–11


”Biz insanı, çeşitli unsurlar taşıyan bir damla sudan yarattık. Biz onu imtihan ederiz. Biz onu işiten ve gören bir şekilde var ettik.” İnsan–2


”And olsun ki, üzerinizde yedi tabaka (veya yol, ya da sistem) yarattık. Ve biz yarattığımızdan habersiz değilizdir.” 23-17


“Gökten de belli ölçü ve oranda su indirdik de onu yeryüzünde eyleştirdik. Gerçekten bizim onu (bulunduğu yerden) gidermeye gücümüz yeter.” 23-18 


“Hani Allah Âdem oğullarından (onların) sırtlarından soylarını alıp, onları kendilerine karşı şâhid tutmuştu da: «Rabblniz değil miyim?» (buyurmuştu). Onlar da «Evet şahidiz» diye cevap vermişlerdi. Bu da Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu dememeniz,”7-172 Araf


“Onlar göklerin ve yerin ve Allah'ın yarattığı herhangi bir şeyin varlık ve düzenini nasıl yüksek, dengeli ve ahenkli bir kanunla yürütüldüğüne bakmıyorlar mı ? Ve umulur ki ecellerinin de pek yakın olduğunu hiç düşünmediler mi ? Bundan sonra artık hangi söze inanırlar?!” A’raf 185


”Ey emîn ve tatmin olmuş nefs (ruh)! Sen O'ndan, O da senden razı olduğun 
halde dön Rabbına.” Fecr 27-28


”Arınan kurtuluşa ermiştir.” A’la 14
“Allah ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, ancak O vardır; hep diridir O; yarattıklarını kudretiyle tedbiriyle tutup duran O; ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku...... Göktekiler ve yerdekiler O'nun. İzni olmaksızın O'nun katında şefaat edecek olan kim? Yarattıklarının önünde ne var, arkalarında ne var bilir. Onlar ise O'nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. Kürsü'sü (yüce kudret ve saltanatı) gökleri ve yeri kuşatıp kaplamıştır. Her ikisini görüp gözetmek O'na ağır gelmez. O, çok yüce ve çok büyüktür..”  Bakara 255


”Allah dilediğini siler, dilediğini isbât eder (yerinde sabit bırakır). Ümmü'l-Kitâb (=Ana Kitâb) O'nun yanındadır.” Ra’d 39


”Âlemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” Tekvir 29


”Şüphesiz ayların sayısı, Allah yanında —gökleri ve yeri yarattığı günde(n beri) Allah'ın kitabında (planlandığı üzere)— on ikidir. Bunlardan dördü hürmetli aylardır. Bu en sağlıklı ve doğru hesaptır. Artık bu aylarda kendinize zulmetmeyiniz. (Ancak) putperestler nasıl sizinle topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah (ilâhî sınırlara saygılı olup kötülüklerden ve haksızlıktan) sakınanlarla beraberdir.” Tevbe 36


”De ki. Şüphesiz benim namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.” En’am 162


”Gaybın anahtarları (veya hazineleri) O'nun katındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, denizdeki ve karadaki şeyleri bilir. Bir yaprak düşmez ki O bilmesin; yerin karanlıklarındaki bir daneyi de O bilir. Yaş kuru ne varsa hepsi o açık, her şeyi açıklayan kitaptadır.” En’am 59
“Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Her şeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi?” Fussilet 53


“Ve andolsun ki insanı Biz yarattık. Ve nefsinin ona ne vesveseler vereceğini biliriz. Ve Biz, ona şah damarından daha yakınız. Kaf 16Ve andolsun ki insanı Biz yarattık. Ve nefsinin ona ne vesveseler vereceğini biliriz. Ve Biz, ona şah damarından daha yakınız.” Kaf 16


“Ve doğu da Allah'ındır batı da. Artık hangi tarafa dönerseniz dönün, Allah'ın Vechi (Zat'ı) işte oradadır. Muhakkak ki Allah Vâsi'dir (rahmeti ve lutfu geniştir, herşeyi ilmi ile kuşatandır).” Bakara 115


“O'nun yüzü (Zat'ı) hariç herşey helâk olucudur. Hüküm O'nundur. Ve O'na döndürüleceksiniz.” Kasas 88


“Bütün nefisler ölümü tadıcıdır. Sonra Bize döndürüleceksiniz.” Ankebut 57