Hata yaptığını itiraf edecek kadar hür olmak, ne büyük bir lütuftur...
Çıkmış olduğum hayat yolculuğundaki duygu ve düşüncelerimi paylaştığım seyir defteri.
30 Eylül 2020 Çarşamba
29 Eylül 2020 Salı
Özgürlük
Özgürlük, tekamül için çok mühim bir hadisedir. İtidal ahlakından gaye hürriyete vasıl olabilmektir. Nefsin esaretinden azade olabilmektir. İfrat ve tefrit nefsin tahakkümüdür. Özgür olan kimse kendinden kendisine yolculuk yapabilir ancak. Dışa açık, kimsenin uyarısına baş eğmemiş, etrafı olduğu gibi analiz edebilen kimse kendisine bakıp düzeltebilir. Aksi takdirde dışarıdan gelecek her telkin hak olsa dahi ferdi esarete iter. Onu hürriyet sevdalısı yapmaz. Özgür kuşlar nafakalarını kendileri temin etmek zorundalar. Ancak kafes kuşları önlerine bir şey konulduğunda yiyip içebilirler. O da konulan miktar kadardır. Ne kadar yiyip içeceğini başkası belirler. Bu tam anlamıyla iradesizliktir. Hürriyet gerçek anlamda irade işidir. Ferde öncelikle hürriyet aşılanmalı, bu hürriyetin muhafazası için sonra itidal anlatılmalı. Akabinde itidal ve ahlakına gönül verenlere de denge nasıl kurulması gerektiği gösterilir.
İstikamet irade işidir. Hür olmak ancak tercih edilerek elde edilen ahlaki ve siyasi bir seviyedir. Özgür irade cüz’i iradeyi, külli iradeye tebdil edebilir. İcbar ile kimse kendini keşfedemez, tanıyamaz. Bilakis esaret kişiye kendini unutturan bir tesirdir. Özgür irade ise kendini tanımlamaya yarayan yegane kuvvettir.
Tasavvufda o yüzden açıkça söz asla söylenmez. Söz açıkça adam olma yolunda zorluk yaşayana denir. Yoksa irfan sevdalısına söz açıktan asla söylenmez, sadece ima ve işaret vardır. Yol almak isteyen kimseler dışarıdaki bu işaretlere ve imalara teyakkuz sahibi olmalıdır.
KZ
Hukuk
Hukuk mutlak surette bir felsefenin, bir itikadın ardından gelir. Hukuk’un ruhu, esrar-ı ahkâmdır. Ruhsuz beden nasıl ki cesed adını alır ve atıl olursa, ruhunu kaybetmiş hukuk da atıldır ve beşeriyete adalet tevzi’ edemez. Zulmün iklimini belirler.
Mekkî ayetler Medenî ayetlere tekaddüm etmiştir. İslâm’ı sadece hukuktan ibaret sayan zihniyetle, onu camiilere hasrederek tapınma dini haline getiren zihniyet, aynı kalemin hareketidir. İslâm fıtrat dinidir. Dolayısıyla İslâm, insana ait ne varsa kaffesini, maddî ve manevî ayırt etmeden, hilkatine münasip halde hepsini tanzim eden dindir. İşte buna işaret etmek için
“Zahir batını destekler koltuk çıkar. Batın yoksa zahirin destekleyeceği asli unsur yiter.”
denir.
KZ