Rubai Tercümeleri
Ey kör! Bu yer, bu gök, yıldızlar;
Bırak O'nu bunu da gönlünü hoş tut, hoş!
Bu durmadan kurulan felekte
Bir nefestir alacağın, o da boştur, boş!
---
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben.
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben.
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma.
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben.
---
Gönül, her an sevdiğinin kapısında ol;
Her istediğini onda ara, onda bul.
Aşk tavlasında hileye kaçma kalleşçe:
Koy canını ortaya, soyulursan soyul.
---
Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramı helali karıştırmam
Seninle içilen şarap helaldir;
Sensiz içtiğimiz su bile haram
---
Medresenin sözü vardir, tekkenin hali.
Sözden halden öteye gider aşkın yolu.
Müftünün, vaizin en iyisini getirsen.
Aşkın mahkemesinde tutulur dili.
---
İnsan bastığı toprağı hor görmemeli:
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
Duvara koyduğun kerpiç yok mu, kerpiç?
Ya bir şah kafasıdır ya da vezir eli!
---
Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim.
Gönül, tatlı diline tutkun neyleyim.
Can da gönül de sır incileriyle dolu
Ama dile kilit vurmuşsun neyleyim.
---
Tertemiz geldik yokluktan kirlendik;
Sevinçle geldik dünyaya, dertledik.
Ağladık, sızladık, yandık, yakındık:
Yele verdik ömrü, toz olup gittik.
---
Şarap iç, birebirdir derde tasaya,
Ne bu dünya kalır, ne öteki dünya.
Ne serin ateştir o, ne cam dolu su,
Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda.
---
Bu dünyada nedir payıma düşen, hiç
Nedir ömrümün kazancı felekten, hiç
Bir sevinç mumuyum sönürversem hiçim
Bir kadehim, kırılsam ne kalır benden, hiç.
---
Gerçeği bilemeyiz madem, ne yapsak boş,
Ömür boyu kuşku içinde kalmak mı hoş?
Aklın varsa kadehi bırakma elinden
Bu karanlıkta ha ayık olmuşsun, ha sarhoş.
---
Zaman büktü belimi, ne el tutar ne ayak,
Oysa ne güzel işlerim var yapılacak.
Can kalktı gitmeye; aman dur diyorum:
Ne yapayım, diyor, evin yıkıldı yıkılacak.
---
Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten,
Daha güzeldir bir insanı sevindirmen.
Bin kulu azat edenden daha büyüktür
Bir hür insanı iyilikle kul edebilen.
---
Şarabın adı kötüye çıkmış, kendi hoş,
Hele bir güzelle içersen daha bir hoş;
Harammış şarap, olsun bana göre hava hoş:
Hem, bana sorarsan, haram olan her şey hoş.
---
Kalk, kalk çalgılara çalgı katalım gitsin;
Adımızı kötüye çıkartalım gitsin.
Soğukluk şişesini çalalım taşa,
Seccadeyi bir kadehe satalım gitsin.
---
Yalnız bilgili olmak değil adam olmak;
Vefalı mı değil mi insan, ona bak.
Yücelerin yücesine yükselirsin
Halka verdiğin sözün eri olarak.
---
Benden Muhammed Mustafa'ya saygı ve selam:
Deyin ki, hoş görürse, bir şey soracak Hayyam:
Neden yüce efendimizin buyruklarında
Ekşi ayran helal de guZelim şarap haram?
Benden Hayyam'a selam söyleyin demiş Peygamber;
Sözlerimi yanlış anlamışsa çiğlik eder:
Ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki
Hamlara haramdır, doğru, ama olgunlar içer.
---
Kimi gizlenir, kimselere görünmezsin;
Kimi renk renk dünyalarda görünür yüzün
Kendi kendinle sevişmek bu seninki:
Çünkü seyreden sen, seyredilen de sensin.
---
Önce kendine gel, sonra meyhaneye;
Kalender ol da gir kalenderhaneye.
Bu yol kendini yenmişlerin yoludur;
Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye.
---
Şarap içip güzel sevmek mi daha iyi?
İki yüzlü sofuları dinlemek mi?
Sarhoşla aşık cehenneme gidecekse,
Kimselerin göreceği yoktur cenneti.
---
Aklı olan paraya değer vermez,
Ama parasız dünya da çekilmez;
Eli boş menekşe boynunu büker,
Gül altın kâsede gülmezlik etmez.
---
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
Tekkede, manastırda ermezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin de, cehennemin de üstündesin.
---
Bu evren her gece ne gömlekler diker!
Kimini gelen, kimini giden giyer.
Her gün nice sevinçlerle dolar dünya,
Nice dertler toprağa karışır gider.
---
Şarap benlik kaygısı bırakmaz sende
Çözülmedik bir düğüm kalmaz beyninde
İblis bir kadeh şarap içmiş olsaydı,
Secdeye yapardı Adem'in önünde.
---
Tepemizde dönüp duran gökler
Büyücünün fanusu gibidirler;
Güneş bu fanus icinde lamba,
Biz de gelip geçen görüntüler.
---
Bilgenin yüreğinde her dilek,
Anka kuşu gibi gizli gerek.
Damla nasıl inci olur denizde:
Sedefler içinde gizlenerek.
---
Ovada her kızıl lalenin teni
Bir padişahın kanıyla beslendi.
Yerde biten şu mor menekşe yok mu?
Bir güzelin yanağındaki bendi.
---
Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övülürler,
Onlar gibi olmayana adam demezler.
---
Gül verme istersen, diken yeter bize.
Işık da vermezsen, ateş yeter bize.
Hırka, tekke, post most olmasa da olur,
Kilise çanları bile yeter bize.
---
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
---
Bir geldi mı derin ölüm uykusu,
Biter bu dünyanın dedikodusu.
Ölenden bir haber bekler insanlar:
Ne söylesin. Bilmez ki ne olduğunu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder