Gönül meydânında aşkın od’u yanar ey cân,
Sönmez bu ateş, her dem açar gülistân;
Masivâdan geçen bulur her dem îmân
Derdi Allâh olan, gayrı derd bilmez.
Nefs-i emmâreden geç, hevâ zenciri kır,
Teslîm ol ki cânın bulsun sekinet sır;
Nûr ola gönül, karanlık sabaha erir
Derdi Allâh olan, gayrı derd bilmez.
Fenâdan bekâya varan yol bir ince sırât,
Sefer ehline açılır orda nice hayrât;
Cezbe ile sahv birleşir, olur vahdet-i lezzât
Derdi Allâh olan, gayrı derd bilmez.
Cennet de nâr olur aşk olmayınca,
Nâr da gülşen olur aşk dolunca;
Bir “Âmin”e âlem secdeye varınca
Derdi Allâh olan, gayrı derd bilmez.
Tecellâ-yı Cemâl cilâ verir gönüllere,
Celâl erişince kul durur edeplere;
“Lâ fâile illâ Hû” iner bütün fiillere
Derdi Allâh olan, gayrı derd bilmez.
Ezelde mey sunuldu aşk kadehinden,
İçen kurtuldu gamın her zerresinden;
Cânânı bulan âşık geçti benliğinden
Derdi Allâh olan, gayrı derd bilmez.
Niyâzım budur: Yâ Rabb, kıl beni pâk u sâlim,
Nefs aynasını cilâ eyle, etme beni zâlim;
Habîb’inin edebiyle daim ola hâlim
Derdi Allâh olan, gayrı derd bilmez.
KZ
♥️
YanıtlaSil.
YanıtlaSil❤️
YanıtlaSil❤️
YanıtlaSil